10 Ocak 2013 Perşembe

Hediye

“Geçmiş olsun” dedim
“Saol abi” dedi.
 
Hayata küsmüş bir halde acildeki sedyelerden birinde oturuyordu.
 
Genç bir delikanlıydı. Giyim kuşamına bakılırsa ailesinin geliri iyiydi. Fakat giysileri hırpalanmış, yıpranmış ve tozluydu. Sol gözünde kızarıklık vardı, sol elmacık kemiği morarmaya yüz tutmuş ve dudağı hafiften kanıyordu. Fazla önemli bir şeyi yoktu ama çocuk sarsılmışa benziyordu.
Pansumana başladım. Bu arada sordum “Nasıl oldu bu? Polis çağıralım mı?”
“Yok abi, aman polisi karıştırma” dedi. Sanırım biraz korkmuştu. “İyileşir”
“Yolda giderken kayıp düşmedin herhalde” dedim
“Yok abi” dedi.
“Kız meselesi mi” diye sordum. Gözleriyle onayladı.
“Aslında olay birkaç gün öncesine dayanıyor” diye söze başladı. “Arkadaşlarla İstiklal’de turluyorduk, bir anda Ceren ve o erkek arkadaşıyla karşılaştık. İlk dikkatimi çeken Ceren’nin saçları oldu. ‘Aaa Cerenciim, yeni mi boyattın, çok güzel olmuşsun’ dedim. Ne diyeyim abi? Kızın saçları en son gördüğümde kızıldı. Şimdi ise sarı. Meğer haftalardır zaten kirli sarı renkteymiş. 2 gün önce de biraz gölge attırmış kuaförde. Erkek arkadaşı o yüzden kızın saçlarını yine boyattığını hiç farketmemiş…

Yok efendim, kız günlerce buna afra tafra yapmış, kendisi çok ilgisizmişmiş, haftalardır görmediği insanlar bile ondaki değişikliği hemen farkediyomuş ama O iki gündür farketmemişmiş. Hem zaten O, saçlarını değil boyatmak, kestirdiğinde bile farketmiyomuş…Abi gömleğimin yakasına yapışıp ‘ulan sadece 2 santim kesiyo, nasıl anlıyayım ki’ diyo bi de...”

Olay anlaşılmıştı. Delikanlı anlatmaya devam etti.

“Asıl kıyamet bugün doğum gününde patladı abi... Gittik tabi. Ne de olsa 10 yıldan fazladır mahalleden arkadaşız biz Ceren'le. Pastalar üflendi, alkışlar filan derken, sıra doğum günü hediyelerini açmaya geldi. En önce haliyle erkek arkadaşının hediyesini açtı. Çocuk buna ince bi gümüş kolye almış, sarıldılar filan. Arada birkaç tane kaşkol, eldiven gibi şeylerden sonra sıra benim hediyeye gelince çocuğun yüzü gene asıldı. Hatırladı beni… İstiklalden... Neyse, Ceren hediyesini açınca çok sevindi.”

“Ne aldın kıza?” diye sordu Necati.

“Dokunmatik ekranlı bi cep telefonu aldım abi. Kızın telefonu eskiydi.. Biliyorum abi, zira aynı fakültedeyiz biz. Finaller zamanında da aklıma takılan bazı konularda mesajlaşmıştık. SMSte bana bazı harfleri yanlış yazmıştı. Ordan anlamıştım. Sayesinde 2 final geçmiştim, güzel bir hediye alayım dedim abi. Üstelik öyle pahalı bişey de diildi, fena mı ettim?” diye sordu. Cevap beklemeden “İşte galiba o son damla oldu abi” diye devam etti. “Çıkışta bu  çocuk beni sıkıştırdı, 2 kişi daha bulmuş.”

“Şimdi anlaşıldıı.” dedi Necati

“Yine de iyi savuşturdum onları. Şimdi eminim o da başka bir hastanede hayalarını tutmuş doktor bekliyodur” dedi ve ekledi “Yine de bu bana ders olsun. Bi daha erkek arkadaşı olan bir kıza hediye mi? Tövbe bi daha”

Yanağını tuta tuta binadan çıktı.